zahmetsiz dalgalar

selam,
hani bi yazımda artık saçlarıma düzleştirici-maşa yapmıyorum  demiştim,onun yerine banyo sonrası saçları hafif kuruluyorum [ yani nerdeyse yüzde doksan diyelim :) ], tarıyorum sonra bu uygulamayı yapıyorum.ve ev işlerine devam ediyorum, iyice kuruduğunu hissettiğimde açıyorum ve ta da :)deneyin güzel oluyor hem saçlar yıpranmıyor hem de rahat.
Manuela'nın yazısını görmek için tıklayın

http://jointhemood.blogspot.com/2013/04/natural-waves.html

evde mat oje yapımı :)

selam,
bu aralar yokum biliyorum ama aklım burada sadece elim gitmiyor eksik çıkan d vitamini bende depresyon yarattı sanırım:))
youtube'da bu video'ya denk geldim ve sizinle paylaşmak istedim.
kullanılan malzemeler:
  1. kürdan
  2. mısır nişastası
  3. şeffaf oje
ben bugün denerim size de kolay gelsin:)
bu arada ingilizcesi olmayanlar için mısır nişastasını çok fazla katmayın alttaki ojenin renginin görünmesi için şeffaflığını koruması gerekli:)

revenge-intikam

selam!

revenge'i başladığından beri izliyorum çok da beğeniyorum geçenlerde internette beren saat'in emily olacağını duyunca yine mi senaryo uyarlaması geliyor dedim,çünkü bizimkiler bu işi beceremiyorlar...
bakınız desperate housewives-umutsuz ev kadınları! oldu mu Allah aşkına.reklamlarını bile göresim gelmiyor özellikle eva longoria yerine oynayan oyuncu beni benden alıyor :) eğer dizinin orijinalini seyretmeden başladıysanız sizin için büyük bir kar.diğer türlü olunca en sevdiğiniz kitabın film uyarlamasındaki hayal kırıklığı bunda da oluyor.
mesela ben şimdi Victoria karakteri için seçilen oyuncumuza çok takıldım(arzu gamze kılınç).kadın hep silik dizilerde çok hafızalarda kalmayan rollerde oynadı şimdi istesemde Victoria gibi düşünemem ki arkadaş,güçlü bir imajı yok çünkü:)zafer algöz'den hiç bahsetmiyorum:)
bence tek uygun gözüken karakter nolan ross yerine seçilen engin hepileri cuk oturmuş hem görünüş hem de tavır olarak.
beren saat'in dövüş sahneleri nasıl olacak asıl onu merak ediyorum.hadi bakalım dizi yarın başlıyor...



marka çarpıştırmaları 2:dolgunlaştırıcı şampuanlar elseve-elidor

selam,

bugünkü çarpıştırma benim gibi ince telli azıcık saçları olanları ilgilendiriyor.malum kış da geldi elektriklenme falan hat safhada.
eskiden çok üzülürdüm of saçlarım az,yok tüy gibi...sonralar baktım tamam çok saç eşittir hacim güzel görünüş ama baktım ki onlarda benim kadar kısa sürede şekillendiremiyorlar bir de benimki her yola geliyor düz dalgalı artık bunu bir avantaj olarak da görmüyor değilim dertsiz saç yani :)
hele de şimdilerde yaklaşık 1 yıldır düzleştirici,maşa kullanmadığımı düşünürsem bu saçlarımın uslu olmasından kaynaklanır uçlara krepe balyaj yaptırmasan gayet sağlıklılardı hatta.
bu arada lafı gelmişken düzleştiricilerden uzak durun,ben bırakmadan önce saçımı eşim gördüğünde resmen korkuyordu senin saçların böylemiii diye:)şimdi saçlarımı kurutuyorum ve dışa doğru iki topuz güzel oluyor dalgaları hemde daha dolgun gözüküyor kesinlikle:)
gelgelelim benim gibi dolgunluk arayışında olanlar için kullandığım 2 şampuana.
biri elseve diğeri de başlıktan görüldüğü gibi elidor.

ilk olarak sevmediğimden başlamak gerekirse elidor'dan nefret ettim diyebilirim.sanırım şampuanı yaparlarken amaçları ne kadar az yağlı saç o kadar hacim diye düşünmüşler ki saçım yıkandıktan sonra resmen kupkuruydu sanki içinde ne kadar nem varsa almıştı şampuan.ilk denemelerimde acaba bana mı öyle geldi diyerek bir süre daha kullandım ancak yok bu şampuan hiç benlik değildi.ayrıca dolgunluk falan da vermiyor.hiç gösterişli değil yani...

sevdiğime gelirsek hatta bayıldığımda diyebilirim elseve'in kalıcı dolgunluk şampuanı.gerçekten saçlarımı dolgunlaştırdı.ilk kullandığım da tuhaf bir yapış yapış hissiyat verdi heh dedim bu da tuhaf.ama kullandıkça o his tamamen gitti ve gerçekten saçlarıma inanılmaz iyi geldi 2si birarada olmasına rağmen saçlarımı hiç yapıştırmadan nemlendirdi ve kesinlikle daha dolgun gösterdi.

sonuç olarak kazanan açık arayla kesinlikle elseve mutlaka deneyin derim:)

nude ruj dosyası

selam,

başlığada nude dosyası dedim ama tonlarca rujumda yok hani.elimdekilerle bir yazı hazırlayayım dedim.aslında çok ruj insanı değilimdir.dudaklar biraz irice olduğundan daha çok göz makyajı yapar dudakları genelde es geçerim bir de şu diş olayı eklenince iyice rujdan kaçar oldum.sürünce de genelde nude(yani ten rengi mi denir varla yok arası mı denir ne derseniz o renkten)tonları tercih ediyorum.bunlar şu ana kadar aldıklarım aslında ilk aldığım givenchy nin breakfast beige'ydi ama bitti bir daha da almadım daha doğrusu alamadım demek daha doğru olur,ama gelmiş geçmiş en iyi nude rujumdu :)

ikinci aldığım classics'di,ancak bir iki kere sürdüm hemen kaldı öylece dudakları aşırı kurutuyor bir de çok açık oldu dişlerimi sarı gösterdi.kaldı öylece...
daha sonra bloglarda bayağ bahsedilen flormar ın l16 sını aldım.gerçekten kalıcı bir ruj ama dudakları kuruttuğu da bir gerçek bir de bende daha çok kahveye bakar durdu.benim dudakların rengi biraz açık belki ondandır.
soldan sağa:rimmel-notting hill nude,maybelline-wooden brown,classics-246,flormar-l16
 bu acemi alışlardan sonra maybelline wooden brown'ı nı aldım.tam bir nude ton pembeye bakmıyor ve çok doğal duruyor.kalıcılık çok iyi denemez ama mat rujlara göre gayet iyi.
ve son olarak da tamamen isminin büyüsüne kapılıp denediğim ve denediğim anda aşık olduğum ruj rimmel notting hill nude.isminin nesine aşık oldun derseniz notting hill en  sevdiğim filmlerdendir, bir de nude eklemişler sonuna anında denedim ve aldım eğer nude ruj arıyorsanız mutlaka deneyin derim :)

soldan sağa:rimmel,maybelline,classics,flormar

marka çarpıştırmaları 1:colgate-signal beyazlatıcı diş macunu

selam,
bu başlıkta ne diyebilirsiniz bu aralar birbirine benzer ürünlerden farklı markalardan aldığımı farkettim.e hangisi daha iyi ya da kötü diye burda bahsedeyim istedim hal böyle olunca.ilk benzer ürün markası çarpıştırması da diş beyazlatıcı diş macunlarıyla başlıyor :)
öncelikle ben dişlerine çok takık bir insanım yani yamuklar falan ama beyaz oldun parıldasın bana yeter.gerçi son 3 yıldır buhrandayım kendileri ile ilgili sonradan çıkıp ön dişlerimi iyice yamultan 20 likler ve saçma bi düşüşle kırdığım üst dişlerimden bir tanesi sonucu iyice  gülmekten utanır hale geldim.sağolsun dişçim de tek dişe uygulanmayan zirkon u da bana doğal diye uyuguladı.şimdi elimizde diğer dişlerden beyaz duran bir ön dişimiz var.resmen ben sahteyim diye bağırıyor.moralim bu konuda çok bozuk.beyazlatma işlerine bu nedenle çok merak saldım.diş beyazlatma uygulattım ama çok da öyle parıl parıl olmadı.kaplamaya uysun diye diğer dişlerimi kestirmek gibi bir niyetim hiç yok.o nedenle bu zirkon kaplamadan kurtulana kadar diğer dişlerimi beyaz tutmak zorundayım.
yine kendime daldım ürünler kaldı.şimdiiii signal white bu en azından 5 ya da 6. alışım olması gerek.hiçbir diş macunu bana ondaki beyazlatmayı sağlamadı.kalıcımı değil.ama fırçalayınca beyaz gösteriyor mu evet ebnde kesinlikle işe yaradı.benim için en kötü tarafı fırçamda mavi  kalıntılar bırakması.çıkmıyor kardeşim ben takıntılı insanım fırçada temiz kalmalı:)
colgate ise resmen bende hayal kırıklığı yarattı.youtube da övgü alıyor ancak signal den daha ii olmadığını belirtmeliyim.haftada bir ton falan açıyorlar boş geldi bana.ayrıca ben signal diş macununu indirimlerden alıyorum böylece 2 tanesini bir colgate fiyatına denk getiriyorum :)
bu nedenle ilk çarpıştırmanın galibi benim için kesinlikle signal :)

iki film birden:to love with rome-friends with kids

selam,
uzun zamandır izlediğim filmlerden bahsetmediğimi farkettim.aslında bir sürü film,dizi izledim ama nedense kendilerinden bahsettirecek kadar iyi değillerdi ya da ben beğenmedim diyelim:)
geçen gün eşim woody allen'ın yeni bir filmimi varmış dedi.bende eski zamanlarda olduğu gibi bir sinema yapıcaz sanırım diyerek hemen internetten araştırdım tabii.
 gerçi kendisi öylesine sormuş kadın aklı işte hemen beklentilere girme çabası...
neyse konuya döneyim,filmi izledik.sanırım ben woody allen  ile  pek anlaşamıyorum.bana filmleri çok çocuksu geliyor yani o ilahi kesişmeler,absürd komedi bakışları,gönderme yapmaları pek benlik değil o yüzden bu filmden de çok hoşlanmadım.adamın kendi oyunculuğu da bir o kadar kötüydü.filmde en çok dikkatimi çeken penelope cruz un akıcı bir şekilde italyanca konuşmasıydı vay be dedim ne kadın!



gelgelelim ikinci filme ki kendisi beni bu yazıya yönlendiren filmdir.nicedir böyle güzel bir aşk filmi izlememiştim.yine kahretsin demekten kendimi alıkoyamadım:)
film arkadaş grupları arasında bekar kalmış iki en iyi arkadaşın evlenip çoluk çocuğa karışan çiftlerin rezil hallerini gördükten sonra sadece çocuk sahibi olalım arkadaşlığa devam edelim tarzındaki düşünceden çocuk sonrası oluşan romantizme geçişleri hakkında.hiç bir şekilde aşırılık yok ve doğallıktan uzan olmayan bu filmi mutlaka izleyin.hani bazı aşk filmleri olur ya "yok artık" dersiniz kesinlikle öyle değil.bu arada megan fox lanet olsun gerçekten çok güzel!



dilime dolanan şarkılar...

normalde sevmem böyle walt disney ünlülerinin şarkılarını ama bu şarkıyı sevdim:)

© the missing moments
Maira Gall