2010'da sevdiklerim...

bu sene hep aklımdan şu geçti,2000 yılı geliyordu ben daha taze o zamanlar 18'ine yeni girecek işte bi sürü söylentiler yok dünyanın sonu gelicek yok kötü birşeyler olucak insanoğlu işte hep kötü şeylere bağlarız...millenium fırtınasıdır esip geçiyordu herşey lame rengi.ee ne de olsa izlediğimiz filmlerde yıl 2000'leri gösterdi mi tamamdır uzay çağı,ışınlanmalar...ve üstünden koskoca on yıl geçti kendi adıma benim için tek değişen olgunlaşma sürecimdi.şimdi 28'ini yeni yaşamaya başlamış biri olarak 2011 yılı rakamıyla 29 demek zorunda kalıcak olan ben hala inanamaktayım bu hıza:)
neyse konu dağılacak bu senenin yarısını niğdede yaşadım,ama yine de takibi bırakmadım.bu yüzden interneti çok seviyorum...
gelelim bu sene neleri sevdiğime aslında sevdiklerim derken aklımda kalanlar beni etkileyenler kastettiğim hadi başlayalım;

ilk olarak ne ile başlasam mmm,

müzik olsun Toygar Işıklı'nın "sen eşittir ben" şarkısını dinlediniz mi bilmiyorum ama sözleri bana bu kadar uyan başka şarkı var mı bilmiyorum melodisi diğer Toygar şarkıları kadar çooook süper değil ama sözler tam benlik özellikle Niğde'deyken "deniz görmeden yaşayamıyorsan" dediği kısımlarda beni benden almıştır şarkı.başka aklıma gelen Türk sanatçı yok diğer yandan yabancı sanatçılara gelirsek katy perry'nin fireworks ve teenage dream de bu sene dilime bolca takılanlardan seviyorum bu kızı.

gelelim sinemaya...
bu sene benim sevdiğim kitap serisi twilight'ın 3.kitabı olan eclipse'nin filmi gösterime girdi diğer filmlerden çok bunu ümitle bekliyordum geç de olsa seyrettim filmi diğer iki filmine göre daha iyiydi tabii ama nedense artık sıkılmaya başladım hele bir de son bölümünün 2 ayrı parça şeklinde çekilip gösterime gireceğini duyduğumda tamam dedim artık.
bir çok film seyrettim diyemem bu sene ama yine de bir çok filmi sinemada seyretme fırsatı buldum çoğu filmi de bilgisayarda izledim.beni en çok hangisi etkiledi diye düşündüğümde ise sanırım son dönemde seyrettiğim social network tü.facebook'un kuruluş hikayesini anlatan senaryoya sahip film,black swan'ı da seyrettim ancak bence film sadece oyunculukla kotarılacak bir mevzu değil o nedenle social network ü daha çok sevdim.

kıyafetlerden bahsedicek olursam kendim bu sene kaç tane kıyafet aldım diye düşünsem klasik kıyafet dışında onu da mecburen almıştım:) sanırım bi nişan kıyafetimi aldım yeni ve içime sinerek onun dışına aynı şeylerle devam ettim.almak istiyor muyum kesinlikle bütün dolabımdaki eskileri döküp yenileri almayı çok isterdim ama no money no clothes:Pama beni bu sene etkileyen kıyafetler oldu mu kesinlikle!özellikle bu sene dantel öğeli elbiseler daha da bir hoşuma gitmeye başladı ama öyle güpür gibi olanlar değil ince hoş olanlar
blake lively'nin bu elbisesine(Zuhair Murad ) bayıldım ancak etek boyunda biraz itici buldum yani ya dantel kısım tam etekle aynı boyda olmalıydı ya da etek kısmı daha uzun :) ama renk ve elbisenin diğer detaylarına bayıldım!
ayakkabı da da daha çok hafif topuklu bilekte biten özellikle arka kısmı fermuarlı olan ayakkabılar daha çok ilgimi çekti aldım mı hayır ama bakmayı bırakmadım :)

bu sene oje olarak daha çok kullanmadığım renkleri kullanmaya çalıştım flormar'ın 413 favorimdi herkes sürmeye başlayana dek şimdiler de ise bordo mor arası renkleri kullanıyorum kış etkisi sanırım kırmızıya pek gitmiyor elim.takı olarak ta bu sene en çok melek kanadı biçimindeki ebay'den 2 tl yealdığım yüzüğümü taktım çin parmağına göre olunca biraz  küçük geliyor ama olsun :)

cilt bakımında ise senenin son gününde alışveriş merkezi gezme sırasında Türkiye'ye geldiğini öğrendiğim vaseline beni kendine sevdaladı bilmiyorum denediniz mi ama yok ne neutrogena'nın bilmem kaç katmana giden etkisi yok diğerlerinin gliserini bu krem üstüne tanımıyorum şu an da ilk önce aloe vera lı minik olanını aldım çantama attım sonra baktım bir de büyüğünü alayım dedim o da bacaklara sürülüyor fırsat bulundukça :)

işte böyle aklıma gelenler bunlar,anlayacağınız bu sene gayet boş ama Allah'a şükür sağlıklı,huzurlu bir yıl geçirdim birçok zorluğa rağmen onlarda tuzu biberi diyelim olgunlaşıyorum ey okuyucu :)inşallah bu önümüzdeki sene de ilk önce kesinlikle sağlıklı daha sonrasında mutlu huzurlu-aşk'ta olsun para'da- yıllara inşallah,herkese sevgiler o kötü espriyi yapmayacağım korkmayın :) 


acemiden nişan tavsiyeleri :)

diye yazmaya başladım ama ben ne anlarım bu işlerden kendim bile daha bu duruma alışamamışım:)

yüzük bakmaya bence en az 2 hafta önceden başlayın kuyumcuları gezin,internette bakın...erkekler bu işi sevmez siz önceden gezin beğendiklerinizi haşmetmeaplarına gösterin o da ben düz isterim der bunu takmam der ya da şanslıysanız olur der ve yüzüğü böylece alırsınız.piyasada çok fazla yüzük çeşidi var özgün birşey için ya el yapımı olacak yüzün ya da kendiniz çizebilirsiniz.

gelgelelim benim yüzüğüme ben uzun bir internet araştırması sonucu hem spor hem de klasik kullanabileceğimi düşündğüm bir yüzük seçtim taşlı olması benlik değildi belki ama taşsız da çok spor olacaktı gerçi şu aralar beyefendi yine düz yüzük telaşında onunkini küçükttürüp farklı da kullanabilirim,kendisi bu durumdan habersiz tabii:))

yüzük tarz diye izmir markasına ait kendi söylediklerine göre yurtdışında ödül almış,bu yüzüğü bornovada çağlar kuyumculuktan aldım ki en çok çeşit nerdeyse onlardaydı.ucuzunu bulabilir miyim diye kemeraltını da bayraklıyı da gezdim ancak en uydun yine bornovada buldum bu da izmirlilere yardımcı olacak bir nokta olsun :)




nişan kıyafeti benim için en kolay noktaydı internetten spazio'nun sitesine bakıyordum hemen beğendim elbiseyi sade birşey istediğimden dolayı.elbiseyi gidip deneyince sanki benim için dikilmiş gibi hissettim,bende hemen kararımı verdim anlayacağınız nişan alışverişi tamamen izmir markalarında gerçekleşti ve  böylece nişan bölümü bitti bu dertli evlenme operasyonunun.

gelinlik muhabbetleri nasıl olacak bilmiyorum bu konuda bilgili olanlar lütfeniniz beni bilgilendirin size çok müteşekkir kalırım.bu arada bu yazımı sevgili arkadaşım ekino'ya ithaf etmekteyim:)







kayıp blog'dan gelen sesler...

biliyorum biliyorum kötü bir blogger'ım değil mi?en son yazımın üstünden o kadar çoook geçti ki.hele de 1 buçuk yılda 93 tane yazım var çok geliştirmem kendimi çook ama suç benim mi bence değil bildiğiniz üzere işsiz hayatıma geri döndüm e insan işsiz olunca parası olmuyor e durum böyle olunca yazacak çok fazla şey de kalmıyor...

bu arada neler yaptım anlatayım,

ilk olarak 6 sezon sex and the city,modern family şimdiye kadarki bölümleri,grey's anatomy'nin şimdiye kadarki bölümleri ki 7.sezondalar şimdi,vampire diaries şimdiye kadar ki bölümleri,izlemek isteyip unuttuğum last airbender,my own love song,all good things,the social network ve sinema da ise newyork'ta beş minare,due date izledim.yani eylül başından beri gözlerim bu ekrandan başka birşey görmedi sanırım :)

memnun muyum bu durumdan hayır o zaman beni yermeyiniz lütfen...

bunun dışında ilişki durumumu nişanlı olarak değiştirdim.yüzüğe hala alışmaya çalışıyorum.aslında alışma kısmı zor olan düğün kısmını düşünmemeye çalışıyorum çünkü çocukluğumdan beri hiçbir düğünü sevmedim  beni hep oynama saçmalıkları deli eder çünkü...bu nedenledirki hep hristiyan düğünlerini çok severim çünkü onlar buna seromoni derler ki bence bu daha güzeldir.keşke deniz kenarında çıplak ayak rahat ve kendimi içinde daha ii hissedebileceğim bir kıyafetle evlenebilsem.Türk gelenekleri buna bir türlü izin vermiyor illa ki etrafa bir gösteriş yapmak durumundayız sadece nikahla sıyrılmayı da çok düşünmüşümdür ama babamın illa ki düğün olacak nutukları buna engel oldu maalesef nedeyse kına geceme kadar karışacak yahu.elinde kınayla çıkagelirse hiç şaşırmayacağım.

bu işler de bir de en sıkıcı bölüm para mevzuları özellikle sizin durumunuz yoksa karşınızda ki de zengin değilse para hep mesele oluyor iyice soğutuyor sizi bu durumlardan.neden hep düğünlerden evlenmeden bu kadar kaçtığımı şimdi daha iyi anlıyorum.

gelelim diğer meselelere spora ara verdim dizim de ödem oluşmuş 2 dr'da sadece bunu söyledi neden oluşmuş cevap yok dizinde ödem var biraz ara ver dizlik tak falan Türkiye'deki tüm dr'lara sinir oluyorum tümü diyorum çünkü karşıma daha düzgünü çıkmadı...1 buçuk aydır hareketsizim çok sinir bozucu neyseki dizlikleri aldım bu haftaiçi ulaşırlar.bende hemen kendimi koşuya adayacağım,bu işte tek korktuğum şey kıkırdağıma zarar vermiş olmaktı ki Allah'tan olmadı:)

yeni birşeyler alamadım o nedenle herhangi bir bilgilendirme yapamayacağım,ama dizi ve film yorumlarımı bu hafta içinde hergün paylaşıcam ilginizi çekerse buralardayım...
© the missing moments
Maira Gall