Alaca-fenalık-izlemeyenlere okuması tavsiye edilmez:)

selam,


nihayet uzun aradan sonra sinemaya gitme fırsatı buldum.yine sabırsızlıkla beklediğim alacakaranlık serisinin şafak vakti,1.bölümünü izledim.kitabı o kadar çok sevmiştim ki filmleri hep o kadar güzel olur diyerek bekledim,bekledim de her seferinde heyecanım dibe vurdu.ama bu son film iyice boşuna gidiyormuşum hissi verdi.diyeceksiniz ki durdun durdun son filmde mi aklın başına geldi ama ne yapacaksınız merak işte her seferinde beni sinemaya taşıyor:)

bu sefer sırf o güzel düğünü ve de balayı bölümleri için daha da meraklandım.düğün görsel olarak kesinlikle büyüleyiciydi.hem rüyasında gördüğü gelinlik hem de carolina herrera gelinliği çok güzeldi.ancak carolina herrera olan gelinlik ne kadar sade ise o kadar da hoştu.hatta alfredo angelo markası gelinliğin benzerini satışa da sundu.gerçeği kadar olmasa da ulaşılamaz bir gelinlik değil.tabii bu gelinliği giymek için kristen kadar da zayıf olmak gerek bu kaçınılmaz bir gerçek...tabii bir de saçları çok güzeldi,hep hayalini kurduğum topuz modeli ülkem kuaförlerine fotoğrafını göstersem alakasız 100 model çıkarıp o modeli tutturamayacağı türden :)


filmde nelerin beni hayalkırıklığına uğrattığına gelecek olursak artık her bölümde cullen ailesinin kafasındaki o gerçekten uzak görüntü yaratan peruklar beni çok sıktı.ya o görüntüde adam seçin ya da zorlama yapmayın sanki bu oyunculardan daha yetenekli oyuncular yok mudur?!tabii ki vardır.robert pattinson çok mu iyi yansıtıyor ya da kristen stewart çok mu gerçekçi oynuyor ki diğerlerini saymıyorum.zaten konunun gerçek hayatla ilgisi yok bari görsellikten dem vursunlar.edward'ın her bölümde giderek saç boyasının farklılaşması ve en sonunda bu bebiş gibi bir tipe bürünmesi ayrı komedi.bir de dolunay sahnesi
var ki beni benden aldı bu kadar mı sahte olur ya!bakmak bile istemedim.bella'nın vampir olduğunda güzelleşmesi de bronz renkli farıyla bütünleşince o noktada koptum sanırım:)
bir de film ile ilgili şunu söyleyebilirim;önemli konular her ne kadar filmde işlense de kitap ikiye ayrılmasına rağmen sanki çok yer atlanmış gibi hissettim.
işte böyle...bakalım filmin ikinci kısmı beni daha ne kadar ilgili hale getirir ya da daha ne kadar soğutur.onu da sabırsızlıkla bekleyelim bakalım...

Hiç yorum yok

Yorum Gönder

© the missing moments
Maira Gall