vogue reklamı ve de "the september issue"

selam,

dün yine sıkıntıdan tv'de dizi seyrediyordum,perşembe akşamı ne seyredilirse :P özet geçene kadar e2'de the big bang theory'e takıldım.e2'de çok fazla reklam dönmez,ancak her reklam arasıdna vogue reklamı dönünce bir bakayım dedim ve resmen gülmekten öldüm.ne kadar güzel düşünmüşler reklamı,vogue Türkiye'ye geliyor malum bu reklam bizim ülkemiz için özel mi araştırmadım bilmiyorum ama tek kelime ile bayıldım!
görmeyenler için yazı sonunda videosunu bulabilirsiniz...

gelelim "the september issue" belgeseline,malum belgeselde denildiği gibi eylül ayı moda dergileri için yeniyıl gibidir.işte bu hat üzerinden çıkılarak vogue dergisinin genel yayin yonetmenini ve nam-ı değer buz kraliçesi anna wintour hanımefendinin derginin eylül sayısı için çalışmaları çekilmiş belgesele.kadın gerçekten buz gibi tek güldüğü yer kendi gibi imparator ve imparatoriçelerin arası ve de kızının yanı.diğer zamanlar tamamı ile buzzz.
moda dünyasının bu hali hep beni şaşırtmıştır,erkeklerin feminenliğe,kadınların ise maskülenliğe doğru gittiği bir yol gibi gözükmesi ile.

belgeseli izleyince eminim bana hak vericeksiniz,vogue dergisi diye insan içindeki hatunların en azından azıcık bakımlı olmasını bekler dimi,yani şahsen ben öyle bekliyordum ama tam bir hayal kırıklığı hele de sanat yönetmeni Grace Coddington'ın yürüyüşü,bakımsızlığı beni öldürdü.kadının cüssesi anna'nın iki katı ama yüzüne hiç bir şey diyemiyor herşeyi arkasından söylüyor sanki kameralar yokmuşçasına...

gelelim bu belgeselde oluşturulan eylül sayısına,kapak kızımız sienna miller ,herkesçe güzelliği takdire şayan ancak anna wintour,çok fazla sırıtık bulduğu resmi photoshop ile düzelttiriyor ve de kapak hazır oluyor.işte 840 sayfa oluşturulan vogue kapağı...




ip atlamak...

geçenlerde kaanla zayıfla blog'unda gezinirken ip atlamanın sıkı bir kardiyo çalışması parçası olduğunu öğrendim,küçükken çooook ip atlamış biri olarak yok canım o kadar da değildir dedim kendi kendime.yine de denemeye değerdi çünkü yağmur yağdığında evden çıkamayınca yapacak birşeyler lazımdı bana...
babamın bir hafta kafasını ütüledim ve bana bir ip yaptı.bu iş için uygun örme ip elimizde olunca almak istemedim...aynı blogdan okuyarak ölçüsünü de ayarladım.
ve dün başladım atlamaya ilk önce ben bayağ atlarım diyordum sonra baktım ki nefes nefeseyim 10 dk sonunda :)
azmettim sonra bir on dakika daha atladım.anladım ki,ya ben çocukken çok enerjikmişim ya da iyi bir ip atlamacısıymışım da haberim yokmuş :)
bugün sabah kalktığımda 5 aydır koşu yapan bu vücutta çalışmayan yerler olduğunu anladım çünkü bacağımın arka tarafları ağrıyordu.bundan sonra haftada en az 3 günde ip atlamaya karar verdim.
bruce lee usta bile 10 dk ip atlamanın 30 dk koşmaya bedel olduğunu söylüyor gerisini siz düşünün!
katy perry ip atlarken kendini rocky gibi hissediyormuş benim gözümde ise direkt naty canlandı monita munoz ile :)
artık bahane de yok haydi biraz hareket dk'da 11 kalori yaktığınızı hayal edin...

Robert'tan sıcak kanlı romantik film geliyor...

vogue'un mart sayısında ki konusu robert pattinson ve de lost'un yeni sezonunda tekrar diziye dönüş yapan claire yani Emilie de Ravin 'in beraber rol alacakları yeni romantik film "remember me".işte dergiden fotoğraflar.gözümüz aydın kızlar:)

up in the air-aklı havada

dün akşam lost'un son bölümünü seyrettikten sonra daha erken olduğunu düşünüp bir de "up in the air" seyredim dedim.15 ocak'ta vizyondaydı film ve iyiki sinema da seyretmemişim.açıkçası bu film niye bu kadar büyütülmüş onu da anlamış değilim.

sorun şu ki ben sonunu tahmin edebildiğim filmleri hiç sevmem.bunda da aynı şeyler oldu."juno"yu seyretmiş ve çok beğenmiştim aynı yönetmenin bu filminin de bi o kadar iyi olacağını düşünerek yanılmışım.

sanırım filmin tek artısı george clooney'i gerçekten oyunculuk yaparken görmüş olmak.adam gerçekten bu film de birşeyler aktarabilmiş,eğer oscar'ı alırsa şaşırmam.zaten filmi magazin konusu yaparak büyüten de george clooney ve twilight yardımcı oyuncusu anna kendrick.
özellikle bu kızı seçerek başta hata yapılmış,çok silik bir oyuncu,birisi elinden tutuyor ama kim :)

eğer bir de sonunda natalie ve ryan karakterleri birbirlerine aşık olsalardı tam klişe film olurmuş.george clooney hayranı iseniz seyredin derim,değilseniz kaybedeceğiniz çok mevzu bulunmuyor.filmin size kazandırabileceği en iyi şey ryan'ın valiz hazırlama sanatı :)

kilo ile beraber kazandıklarım...

başlığı okuyunca eminim bu kız ne diyor yahu,kilo ile kim ne kazanmış diyorsunuzdur...
hemen karar vermeyin anlatıyorum...
2008 yılının mart ayıydı,bendeniz selcen,8 saat ayakta durmamı isteyen bir işten ayrılmıştım,iş hayatı öncesinde hiç böyle bir hareketli deneyimi olmayan bedenim anında küçülme yoluna gitmişti 10 aylık çalışma sürecinde,küçülme derken obezlikten zayıflığa olmasada,balıketinden daha sağlıksız bir beslenme yoluyla sağlıksız bir küçülmeye...
daha sonra işten çıkınca yapıcak hiçbir şeyim olmadığından devamlı hareketsizdim--her ne kadar annem ev işi yap kilo ver diye telkin etse de kendisi benim ne kadar ev işinden nefret ettiğimi bilir bir süre sessiz kaldı bu gidişe--ben de gittikçe kilo alan bir eğilime girdim ilk önce 3 kiloydu aldığım veririm nasılsa dedim,sonra 5 kilo oldu en sonunda sabrımı zorlayan 68 kiloya geldiğimde hayatımın en büyük kilo alımını yapmıştım bile.
inanılmaz sıkıcı bir zamandı.eski giyisilerimin hiçbiri olmuyordu...
mecburen iki yeni kot aldım.bir süre böyle devam ettim etraftan sık sık "sen kilo mu aldın?" laflarından gına gelene kadar,en önemlisi de eğilip ayakkabımı bağlarken nefes nefese kalışımı görene kadar...

26 ekim günü geldiğinde artık buna bir son vermeliyim dedim ilk iki ay sadece spor kattım hayatıma kilo değişimi ilk başta hiç mi hiç olmadı buna aşırı derecede canım sıkıldı ama hemen bırakmadım,kabullenmedim kilomu.
daha sonra yediklerimi azaltmaya başladım özellikle fazla miktarda karbonhidrat alıp buna rağmen az hareket ettiğimi farkettim.buna bir denge getirmeye çalıştım kendimce internetten araştırdım,sitelere baktım diyetisyenlerle mailleştim sonunda aşırı kaçmadan bir diet uyguladım kendime,insanın bu anlamda kendisini bilmesi önemli ben kan testimi yaptırdığım için bedenimde bir aksilik olmadığının kiloların yediklerimden ve hareketsizliğimden geldiğini biliyordum...bu dönemde Kaan Bey'den de yardım aldım,sağolsun kendisi sorularıma sabırla cevap verdi.kendisini kaan ile zayıflama adlı blog'dan da biliyorsunuzdur.
işte yediklerimi düzen getirip spor tempomu arttırmaya başlayınca kilolarımda yavaş yavaş bana veda etmeye başladı ilk aşamada 3 kilo verdim sonra yavaş yavaş diğer 5 kiloyu da. 26 ekim'den bu yana 5 ay sürecinde 8 kilo gitti ve bunun sağlıksız bir yolla olduğunu düşünmüyorum.
şu anda normal yemek yeme düzenime geçtim ancak spora hala devam ediyorum.işte bu noktada kilo almanın bana getirilerinden bahsedebilirim.
ben yüzme dışında hiç bir spordan hoşlanmazdım özellikle de terlenilecekse direkt uzak kalırdım,şimdi inanılmaz bir şekilde yürüme ve koşu isteğim var,siz de deneyin gerçekten zor olmaz,araştırmalar bile diyor 21 gün üstü üste yapın vücudunuz sonra kendisi isteyecektir diye,sanırım ben de endorfin bağımlısı oldum :)) 2 gün ara verdiğim zaman resmen yerimde duramıyorum,yağmur bu aralar beni çok bağlıyor mesela,bulutları görünce evde bir o yana bir bu yana gidiyorum annem çok gülüyor bu halime.
spor için hiç bahaneniz olmasın derim ben,bundan önceki yaşamımda hiç sporu bu denli hayatıma katmamıştım,ilk başta yarım tur koşabildiğim yeri şu anda 11 tur koşuyorum ve daha da arttırmak için azimliyim.size de tavsiye ederim bence piyasadaki otlara ,haplara para yatırmadan önce biraz çabalayın inanın buna değiyor.şimdi eski kilomdayım ama sporla verdiğim için sıkılaşma nedeniyle eski kotlarımda bol geliyor.inanılmaz güzel bir duygu bu isteyen ve çabalayan herkes umarım isteğine bu anlamda kavuşur.
bu arada ben kilo vermeye çabaladığım ilk aşamalarda makyajgunlugu blog'unun sahibesi Hacer'in de böyle bir yazısını okumuştum o bile bana ilham olmuştu.etrafınızdaki alaycı herşeyi bi kenara bırakın bu süreçte,kendi yapamadığı için size gülen insanları dinlemektense motive edici yazıları okuyun.
işte bana getirileri:spor yapma alışkanlığı,disiplin,ciltte düzelme,kendine güven!
**ufak bir tavsiye daha eski pantolonlarınızı hep gözünüzün önünde tutun ve bu dönemde bol kıyafetlere çok para yatırmayın :)
***burda yazılan herşey kendime ait bilgilerdir,her zaman herkeste işe yarayan genel-geçer bilgiler değildir.lütfen ilk önce doktorunuza danışın.




if i were a boy...-14 şubat için öneriler



selam,

kızların istemem yan cebime koy dediği,erkeklerinse "aman kapitalizmin getir-götür işleri bunlar" diyip işin içinden sıyrılmaya çalıştığı,çok nadir çiftlerin gerçek anlamıyla kutlayabildiği ve de günün tadını çıkarabildiği kutlu sevgililer günü'ne gelmiş bulunmaktayız.bekarlar ve de ilgilenmeyenler için çıkış kapımız ekranın hemen sağ üst köşesinde çarpı çarpı durmaktadır.
beyonce'nin "if i were a boy" şarkısını bilmeyen pek yoktur herhalde yabancı müzik dinleyenler içinde,dinlemeyenler için özet yapmak gerekirse beyonce'cim erkek olaydım senden bin kat iyi olurdum ulen diyerek erkek arkadaşına nağmeler yapmaktadır.bende bundan yola çıkarak erkeklere kız arkadaşları için,evlilere ise eşlerine alınabilecek sevgililer günü hediye ya da yapılabilecek süpriz önerilerinde bulunmak istedim...

#1
ilk akla gelen bugünler de bangır bangır reklamlarda dönen pırlantadır.ancak herkes pırlanta almaz ve almak için muktedir değildir.o zaman pırlanta alamıyorsanız ya da almak istemiyorsanız takı gerçekten güzel bir hediyedir.ancak size önerim almadan önce bir interntte araştırın bu aralar hatunkişiler neleri seviyor,neler moda.mutlaka uygun birşeyler bulursunuz...
                                                       #2
takı alamam şimdi onu seçmekle kim uğraşacak derseniz saat ikinci bir opsiyon.bu aralar dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama herkeste bir toywatch çılgınlığıdır gidiyor.çok güzel saatler gerçekten,obama'nın eşinde bile var,gerisini siz düşünün...
ben olsam beyazını tercih ederdim ama klasik renklerde mevcut bu saatlerde...
saat alıcam ama bu marka beni kesmedi derseniz de her fiyata,her çeşitte piyasada saat mevcut yeter ki karşınızdaki kişinin son zamanlarda nelerden bahsettiğine kulak verin.o size mutlaka ipucu vermiştir.tabii siz o esnada "of ya bu kız niye benle bu kız meselerini konuşuyor ki "diye içinizden geçirip sağa sola bakınmıyorsanız...

#3

bu da mı olmadı o zaman geçelim teknoloji ürünlerine bayanların çoğu pembe,açık renkli ya da parlak şeyleri severler.teknoloji ürünlerinde mutlaka böyle renkleri seçin ki göz doldursun.mesela pembe bir mp3 çalar ya da pembe bi laptop,markalar aynı oldu ama sadece tesadüf :P

















ya da güzel bir fotoğraf makinesi de alabilirsiniz,profesyonel makine için kesenizi iyi ayarlayın...








#4

bunlarda mı olmadı yeni bir çift ayakkabıya kimse hayır demez,hazır yeni sezon ayakkabılar da çıktı mutlaka gözatın,kesenize göre uygun fiyatlı arıyorsanız indirimler de bu dönemde.mutlaka kesenize göre bir ayakkabı bulabilirsiniz.klasik ayakkabı demedim çünkü herkesin o konuda zevki ayrı ne de olsa...bu arada sakın gidip kız arkadaşınıza ayakkabı numarasını sormayın,bilmiyorsanız çevresinden yardım alın ;)


















#5
gelelim en güzel seçeneğe kardeşim ben de beceri yok ya da zevklerimiz uymuyor sevgilimle diyorsanız illa ki bir şeyler almak zorunda değilsiniz,şunu bilin ki kadınlar için önemli olan şey onu düşünmeniz,onun için zaman ayırmış olmanız ve onun için çabalamanızdır.yani eğer imkanınız varsa önceden bir rezervasyonla romantik bir yerlere gidebilirsiniz.benim aklımda nedense hemen abant canlandı.kar görmek istiyorum ondan sanırım ...




illa kesenin ağzını açmalı mıyız? derseniz bir film kiralayın,romantik bir ortam hazırlayın ve birbirinize sarılarak izleyin bu da o kadar zor değildir herhalde :)


dediğim gibi 14 şubat sadece bir gün ama sevgili olduğunuz,o kişiyi bulduğunuz için şanslı olduğunuzu size hatırlatan bir gün bu nedenle bugünün değerini bilerek geçirin,birlikteliğinizin ve de karşınızda ki kişinin hatırına saksıyı biraz çalıştırın...

sevgililer gününüz kutlu olsun...

şarkı sözleri nereye gidiyor böyle :)



bu klibi izlediniz mi "pin up" adlı gruba ait.ben melodiyi çok sevdim ama sözler...onun hakkında muallaktayım her an sevebilir ve anında buz gibi de soğuyabilirim :)

herşey zamanında güzel,örnek mi?




































bu elbiseyi beğendim mi,hayır ama xtina daha ii taşıyor gibi.hey gidi gençlik.geçenlerde gördüğüm donatella'nın plaj resimlerini göz sağlığı açısından yayınlamıyorum :)

oscar adayı filmlere devam:julie&julia

biliyorum daha sinemalara gelmedi ama dayanamıyorum elimde değil illa filmi görmeliyim,hem filmi izlemeden önce ödülü hangisinin daha hakettiği konusunda kendime fikir beyan edememek çok sıkıcı,farkındaysanız kendime dedim,e bir sinefil olmadığıma göre başkalarına da fikir beyan etmek biraz bilmişlik gibi geliyor.e burda niye yazıyorsun o vakit derseniz sadece hoş kısımlarını paylaşıyorum caaanım :)
film bence çok güzel di özellikle bende "Adaptation."filminden sonra oluşmuş Meryl Streep soğukluğunu birden aldı götürdü.bu kadın ne kadar başarılı bir oyuncuymuş dedim kendime özellikle'de film de canlandırdığı julia child'ın gerçek hayattaki videosunu seyredince.mükemmel bir oyunculuk çıkarmış...
amy adams'da film de julie powell rolünde.bu film gerçek iki hayattan alınmış yaşanmış olaylardan oluşuyor,julie powell yaptığı işten,yaşadığı evden memnun olmayan ancak güzel yemekler yapan bir eşken,kocasının tavsiyesi ile hayranı olduğu julia child'dan esinlenerek bir blog hazırlamaya başlıyor ve hikaye böyle sürüp gidiyor film boyunca hiç kopukluk hissetmedim,karakterler arası gidiş ve gelişler çok muntazamdı.özellikle benim gibi kendi için en doğruyu henüz bulamamış birisinin de blog ile hayatının değiştiğini görmek çok güzeldi.benim için gerçekleşir mi bilmiyorum ama blog sayesinde en azından günlerimi boş geçirmediğimi hissediyorum.o boşluk çok fena ki sormayın...
oscarlara geçicek olursam bu filmdeki oyunculuk ile sandra'yı karşılaştırırsam meryl streep'i tabii ki daha başarılı bulduğumu söylemeliyim.akademi beni takar mı bilmiyorum ama :)
filmi mutlaka izleyin,benim gibi sabırsız olmayıp sinema ortamında seyredin derim.beyazperde gibisi yok malum.gerçi bıdı bıdı konuşan insanları düşününce evde de fena olmaz...

















trailer

julia child

the blind side-sandra bullock kariyerinin zirvesinde

bu aralar bu filmin adını ve de sandra bullock'u eminim bol bol duymaya başlamışsınızdır.özellikle oscar adaylığından sonra sandra bullock tam bir kariyer zirvesi yaptı,altın küre'de iki adaylık ve de bir ödül kaptıktan sonra gözler tamamen ona döndü.

malum hollywood furyası kendisini hep meg ryan gibi romantik komediler ya da komediler ile sınırlı tutmuştu.bu film ona bakışları biraz da olsa yıktı sanırım ki akademi onu adaylığa layık buldu.

gelgelelim sandra bu filmi ilk başta reddetmiş,jay leno şovda "bu rol için bir çatlak bulup içine süzülemedim" diyordu "onun için reddettim",daha sonra kabul etmiş bir şekilde bence gayet de güzel etmiş.

film muhtemelen eğer bir oscar ödülü alırsa sanırım tr'ye gelicek belki de gelmez,malum böyle filmler  ülkemizde pek gişe yapmıyor.

ben filmi dün izledim akşam 11 buçuk gibi başladım 1 buçuğa doğru bittiğinde ,bu adaylığı hakkettiğini anladım sandra'nın,gelgelelim "micheal oher" ı canlandıran Quinton Aaron  da gerçekten çok etkileyici bu çocuğu nasıl olmuşta daha önce farkedememişler anlamıyorum hem çok iyi bir drama hem de çok iyi bir komedi yüzüne sahip,bundan sonra muhtemelen kendisini bol bol görürüz gibi...

bu arada film yaşanmış bir hikayeden (amerikan futbolu oyuncusu michael oher'ın hayatı)alınmış.ve başrolünde bayan oynayan filmler içerisinde en iyi gişeye sahipmiş bu sene film.kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim,bayan izleyici iseniz de pms 'unu atlatın sonra izleyin derim :)


oscar adayları açıklandı

7 mart'ta yapılması beklenen,sunuculuğunu alec baldwin ve steve martin 'in yapacağı oscar adayları açıklandı.hadi rastgele...

erkek oyuncu

  • Jeff Bridges “Crazy Heart”
  • George Clooney “Up in the Air”
  • Colin Firth “A Single Man”
  • Morgan Freeman “Invictus”
  • Jeremy Renner “The Hurt Locker”

yardımcı erkek oyuncu

  • Matt Damon “Invictus”
  • Woody Harrelson “The Messenger”
  • Christopher Plummer “The Last Station”
  • Stanley Tucci “The Lovely Bones”
  • Christoph Waltz “Inglourious Basterds”

kadın oyuncu

  • Sandra Bullock “The Blind Side”
  • Helen Mirren “The Last Station”
  • Carey Mulligan “An Education”
  • Gabourey Sidibe “Precious: Based on the Novel ‘Push’ by Sapphire”
  • Meryl Streep “Julie & Julia”

yardımcı kadın oyuncu

  • Penélope Cruz “Nine”
  • Vera Farmiga “Up in the Air”
  • Maggie Gyllenhaal “Crazy Heart”
  • Anna Kendrick “Up in the Air”
  • Mo’Nique “Precious”

animasyon

  • “Coraline” Henry Selick
  • “Fantastic Mr. Fox” Wes Anderson
  • “The Princess and the Frog” John Musker and Ron Clements
  • “The Secret of Kells” Tomm Moore
  • “Up” Pete Docter

sanat yönetmeni

  • “Avatar” sanat yönetmeni: Rick Carter ve Robert Stromberg; set dekorasyon: Kim Sinclair
  • “The Imaginarium of Doctor Parnassus” sanat yöentmeni: Dave Warren ve Anastasia Masaro; set dekorasyon: Caroline Smith
  • “Nine” sanat yönetmeni: John Myhre; set dekorasyon: Gordon Sim
  • “Sherlock Holmes” sanat yönetmeni: Sarah Greenwood; set dekorasyon: Katie Spencer
  • “The Young Victoria” sanat yönetmeni: Patrice Vermette; set dekorasyon: Maggie Gray
sinematografi

“Avatar” Mauro Fiore
“Harry Potter and the Half-Blood Prince” Bruno Delbonnel
“The Hurt Locker” Barry Ackroyd
“Inglourious Basterds” Robert Richardson
“The White Ribbon” Christian Berger

kostüm dizayn

“Bright Star” Janet Patterson
“Coco before Chanel” Catherine Leterrier
“The Imaginarium of Doctor Parnassus” Monique Prudhomme
“Nine” Colleen Atwood
“The Young Victoria” Sandy Powell

yönetmen

“Avatar” James Cameron
“The Hurt Locker” Kathryn Bigelow
“Inglourious Basterds” Quentin Tarantino
“Precious” Lee Daniels
“Up in the Air” Jason Reitman

belgesel

“Burma VJ” Anders Østergaard ve Lise Lense-Møller
“The Cove”
“Food, Inc.” Robert Kenner ve Elise Pearlstein
“The Most Dangerous Man in America: Daniel Ellsberg and the Pentagon Papers” Judith Ehrlich ve Rick Goldsmith
“Which Way Home” Rebecca Cammisa

belgesel(kısa metraj)

“China’s Unnatural Disaster: The Tears of Sichuan Province” Jon Alpert veMatthew O’Neill
“The Last Campaign of Governor Booth Gardner” Daniel Junge ve Henry Ansbacher
“The Last Truck: Closing of a GM Plant” Steven Bognar ve Julia Reichert
“Music by Prudence” Roger Ross Williams ve Elinor Burkett
“Rabbit à la Berlin” Bartek Konopka ve Anna Wydra

kurgu

“Avatar” Stephen Rivkin, John Refoua ve James Cameron
“District 9” Julian Clarke
“The Hurt Locker” Bob Murawski ve Chris Innis
“Inglourious Basterds” Sally Menke
“Precious” Joe Klotz

yabancı film

Ajami” israil
“El Secreto de Sus Ojos” arjantin
“The Milk of Sorrow” peru
“Un Prophète” fransa
“The White Ribbon” almanya

makyaj

“Il Divo” Aldo Signoretti and Vittorio Sodano
“Star Trek” Barney Burman, Mindy Hall ve Joel Harlow
“The Young Victoria” Jon Henry Gordon ve Jenny Shircore

devamı için buyrunuz :)

grammy'ler sahiplerini buldu

ben kuzenimin nişanındayken grammy'ler sahiplerini buldu,geç de olsa kim ne giymiş bakalım :)
ilk olarak rihanna'dan başlamak isterim ki kendisini görünce büyülendim resmen...ilk başlarda saç kesimi çok itici gelmişti ama bu karede beni kendisine hayran bıraktı





















pronovias gelinliklerine de imza atan Elie Saab'ın 2009 sonbahar koleksiyonundan

gelelim 6 ödül alan ilk bayan sanatçı olan beyonce'ye kostüm bence şık,ama sanki saçımı makyajı mı bilmiyorum birşeyler eksik kalmış izlenimi yarattı bende,sanki saç rengimi bozmuş işi ne...Stéphane Rolland'a ait kıyafet





















ancak gelgelelim performans sırasında giydiği versace kıyafet müthişti





















pink'i hiç böyle görmüşmüydünüz,bu kadar şık görmüşken kaçırmayalım





















elbisesini bilmem ama taylor 4 tane ödülü alınca kaldıramadı sanırım,elinde bile tutamıyor hatunkişi :)
jlo gecede versace elbisesi ile salınmış ancak ben bu elbiseyi pek beğenmedim doğrusu
gecede iki aynı tarz giyinmiş hatun vardı bunlardan biri ciara diğer de britney.ciara'nın ki brit'e göre daha göz doldurucu olsada ben bu akımı pek tutmadım.ciara'nın kıyafeti givenchy


gelelim hindistan'dan ilham alıp bu elbiseyi giyme hatası yapan sevgili katy perry 'e,bu kıyafetde tek dikkatimi çeken kendisinin aşırı zayıflaması


keri hilson'da şıklardan biriydi,denizkızı model elbiselerden pek hazetmesemde kendisi güzel taşımış,tek eksik tarafı,aslında dolgun desem daha doğru olur :) eski victoria modeli göğüsleri

lady gaga yorumsuz...kıyafet armani tarafından oluşturulmuş.

benim dikkatimi çeken kıyafetler böyle,kim ne ödülü almış derseniz buyrunuz :)




© the missing moments
Maira Gall